AKUPUNKTUR NEDİR?
05 Mart 2021


AKUPUNKTUR NEDİR?

 

 

Akupunktur; Latincede acus (iğne) ve punctura (delmek, batırmak) kelimelerinden türemiş bir sözcüktür.  Bu teknikte, vücut yüzeyinde özellikli noktalara iğne batırarak tedavi uygulanır. Ancak vücuda hiçbir kimyasal madde veya ilaç verilmez.

 

Akupunktur binlerce yıldır uygulanan bir tedavi yöntemidir. Çin’de 5000 yıl öncesine ait taş iğneler ile akupunktur yapıldığına dair kanıtlar mevcuttur. Arkeolojik kazılarda, M.Ö. 1000 yıllarında Shang hanedanı zamanının iğnelerine rastlanmıştır. Akupunkturla ilgili yazılan dokümanların tarihi milattan öncesine kadar gitmektedir. Bilinen en eski kaynak kitap ise­ Sarı imparator HuangDiNeiJing ile veziri arasında geçen konuşmalar tarzında olan “Sarı İmparatorun İç Hastalıkları Klasiği” olarak bilinir.

 

Geleneksel Çin Tıbbı ve Akupunktur, kendine has felsefesi ile binlerce yıldır yaşamış ve günümüze kadar gelmiştir. Yin-Yang ve Beş Element teorileri en temel teoriler olup bunlara göre her şey Qi’den ortaya çıkmıştır. Yin-Yang teorisine göre evren iki zıt kutbun birliğinden oluşmuştur. Gece-gündüz, ön-arka, parlak-koyu bunlara örnek verilebilir. Sarı İmparator Yin-Yang ilkesini, tüm evrenin temel ilkesi, yaşam ve ölümün kaynağı olarak nitelemiştir. Beş element teorisine göre ise evren; ağaç, ateş, su, toprak ve metal olmak üzere beş elementten oluşmuştur. Bu elementler birbirleri ile ilişkilidir ve çeşitli şekillerde birbirlerini etkilerler.

 

Olağanüstü zekâsı ile tanınan İbn-i Sina, akupunkturdaki nabız muayenesinden ve enerji kanallarından bahsetmiştir. Osmanlı döneminde tıp alanında önemli eserler veren Türk hekim ve cerrah olan Şerafeddin Sabuncuoğlu, Fatih Sultan Mehmet’e verdiği kitabında bazı akupunktur noktalarından bahsetmiştir.

 

Akupunkturda iğneler, üzerinde “Qi” adlı yaşam enerjisinin aktığı düşünülen ve meridyen adı verilen yollar üzerine belirli noktalara batırılır ve bu şekilde enerji akışındaki engeller kaldırılıp düzeltilir.

 

Akupunktur binlerce yıldır bu şekilde çeşitli ilkelerle günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak günümüzde birçok ülkede yapılmış ve yapılmakta olan bilimsel çalışmalarda akupunkturun sadece mistik bir öğreti olmasının ötesinde ölçülebilir, fizyolojik etkileri olduğu gösterilmiştir. 

 

 Akupunkturun; ağrı kesici etkisi en bilinen etkilerindendir. Bunun dışında; dengeleşim (homeostaz), sinir sistemi, bağışıklık sistemi gibi sistemler üzerine olan çok çeşitli etkileri vardır. Bu sistemler üzerine etkilerini gerçekleştirirken; endorfin, serotonin, dopamin gibi çok çeşitli maddeleri de salgılatırlar.

 

Dünya Sağlık Örgütü, akupunktur tedavisi ile ilgili olarak geniş bir uygulama listesi yayınlamıştır. Bu liste içinde bazı durumlar, kontrollü çalışmaları yapıldığı için etkili tedaviler olarak listelenmiştir.

 

Bunlara şu durumlar örnek olarak verilebilir:

  • Kemoterapi ve/veya radyoterapinin yan etkilerini azaltmak,
  • Saman nezlesi,
  • Depresyon,
  • Adet sancıları,
  • Baş ağrıları,
  • Diz ağrısı,
  • Bel ağrısı,
  • Boyun ağrısı,
  • Bulantı ve kusma,
  • Omuz ağrısı,
  • Ameliyat sonrası ağrılar,
  • Diş ağrıları,
  • Romatoid artrit,
  • Siyatik,
  • Tenisçi dirseği.

 

Bunun dışında Dünya Sağlık Örgütünün listesinde, bazı durumlar ise etkili olduğuna dair çalışmalar olsa bile daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulan durumlar olarak listelenmiştir.

 

Bunlara ise şu durumlar örnek olarak verilebilir:

  • Tütün yoksunluğu,
  • Alkol yoksunluğu,
  • Kolelitiasis,
  • Obezite,
  • Kanser ağrısı,
  • İnsülin bağımlı olmayan Diyabetes Mellitus,
  • Baş dönmesi ve kulak çınlaması ile giden Meniere hastalığı,
  • Kireçlenme,
  • Kaşıntı,
  • Kadın İnfertilitesi,
  • Astım,
  • Postherpetik nöralji.

 

Bu sayılan hastalıklardan da görülebileceği gibi akupunkturun en önemli uygulama alanı ağrılar olarak söylenebilir. Hastalar çok çeşitli uygulama alanları içerisinde akupunktur uygulamasının kendisine uygunluğunu veya uygunsuzluğunu doktoruna danışarak belirlemelidir.

 

FDA (Foodanddrugadministration) adlı kuruluş; sağlık bakım sağlayıcılarının, ağrı yönetiminde farklı bilimsel disiplinlerin bir araya gelerek oluşturacakları yaklaşımın bir parçası olarak akupunktur da önermiştir.

 

Akupunktur, günümüzde üzerinde oldukça fazla sayıda bilimsel çalışma yapılarak etkili olduğu gösterilen bir uygulama olmuştur.

 

Hekimler, “akupunktur tedavisi almak” konusunu soran hastalarını dinlemede istekli olmalıdır. İşbirliği içine girerek bilimsel kanıtlar eşliğinde seçenekler sunabilmeli ve hastalarını bilgilendirebilmelidir.

 

Hastanemizde akupunktur uygulaması için hastaların Aile Hekimliği Polikliniği’ne başvurması gerekmektedir. Konuyla ilgili değerlendirme yapıldıktan sonra uygun görülen hastaların randevusu oluşturulmaktadır.

 

 

Doç. Dr. Coşkun Öztekin 

    Aile Hekimi Uzmanı